Omuriliği yaralanan çoğu insanda, omurilik tamamen zarar görmese bile, yaralanan bölgenin aşağısı felç olur. Peki neden omuriliğin zarar görmeyen kısımları çalışmaya devam etmiyor? Boston Çocuk Hastanesi'ndeki araştırıcılar, bu soruya yanıt aradı. Ayrıca düzenli olarak verilen ufak bir bileşen, omurilik üzerinde etkili oldu ve felçli farelerin %80'inin yeniden yürümesini sağladı.
Hayvanlar üzerinde çalışan ve omurilik hasarlarını onarmak isteyen biroçok araştırmacı, sinir liflerinin ve aksonların yenilenmesini ya da sağlıklı aksonlar üzerinden yenilerinin oluşturulmasını denemişlerdir. Bunlar başarılmış olsa da ağır omurilik hasarı nedeniyle felç kalan hayvanlar üzerindeki etkileri çok net değildir. Bazı araştırmacılar da omurilik devrelerini simüle etmek için çeşitli kimyasal maddeleri denediler. Ancak sadece geçici ve kontrolsüz uzuv hareketlerine rastladılar. Yani işlevsel bir iyileşme sağlanamadı.
Boston Çocuk Hastanesi Nörobiyoloji Merkezi'nden Zhigang He liderliğindeki araştırma, 19 Temmuz'da Cell adlı dergide yayımlandı. Z. He ve meslektaşları, epidural elektriksel uyarı temel alınarak uygulanan yöntemlerin başarısından esinlendiler. Buna göre omuriliğin alt kısmına bir akım verilir. Ek olarak rehabilitasyon uygulanır. Böylece bazı hastalarda vücut yeniden hareket kazanır.
Epidural uyarımın, nöronlar üzerinde etkisi var gibi görünüyor. Ancak uyarımı kapattığımızda etki yok oluyor. Bu nedenle uyarımı taklit edebilecek bir ilaç geliştirmeye çalıştık diyor Zhigang He.
Z. He, başyazar Bo Chen ve meslektaşları, nöronların uyarılabilirliğini değiştirmek için bir avuç bileşik tercih ettiler. Bileşikleri felçli farelere karından enjekte ettiler. Tüm farelerde ağır omurilik hasarı vardı. Ancak bazı sinirler sağlam haldeydi. 8-10 hafta boyunca farelere bu bileşikten verildi. Ayrıca plasebo verilen bir kontrol grubu da vardı.
CLP290 adındaki bileşik en güçlü etkiyi göstermişti. Felçli fareler bu bileşiği aldıklarında, 4-5 haftalık bir tedavi sonucunda yeniden hareket edebildiler. Elektromiyografi kayıtları, arka bacak kaslarının çalıştığını gösterdi. Tedavi kesildikten sonraki iki hafta boyunca yürüme becerileri, plasebo verilen kontrol grubundan daha iyiydi. Yan etkiler ise çok azdı. CLP290'ın, hücre zarlarında bulunan ve klorürleri sinir hücrelerinden uzaklaştıran KCC2 adlı proteini etkinleştirdiği biliniyor. Omurilik hasar görürse buradaki nöronlar çok daha az KCC2 üretir. Sonuç olarak beyinden gelen sinyallere başarılı bir tepki veremezler.
He ve meslektaşları, KCC2 agonistleri olabilecek diğer bileşikleri araştırıyor. Gen terapisi de KCC2 proteinini etkinleştirmek için bir başka seçenek. Bu tür tedavilerden sonra hastadaki iyileşme kalitesini arttırmak için, epidural uyarım ve çeşitli fizik tedaviler uygulanabilir. Böylece daha etkileyici sonuçlar elde edilebilir.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.