Yapılan bilimsel araştırmalara ve yaygın kanılara göre görme yetisini yitiren insanların duyma yeteneği gelişiyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) araştırmalarına göre dünya üzerinde hafif şiddetli göz kusurlarından tam körlüğe kadar geniş bir skalada 1.3 milyar insan yer alıyor.
The Centers for Disease Control and Prevention (CDC) kurumuna göre ise Amerika Birleşik Devletleri'nde 40 yaş üstünde 3.4 milyon kişinin bir göz kusuru bulunuyor ya da körlük durumuna sahipler.
Yaygın kanılara göre görme yetisinin tamamını veya tamamına yakınını kaybeden kişilerin dokunma ve duyu kuvvetleri görme kusuru olmayan insanlara göre artış gösteriyor çünkü bu kişilerin dünyayı algılaması ve yönlerini bulması için duyularına diğer insanlara oranla çok daha fazla güvenmesi gerekiyor. Araştırmalara göre ağır görme bozukluğu olan kişilerin işitme görevlerinde ve sesin kaynağının yerini belirleme konusunda normal görme yetisine sahip insanlara göre daha başarılı. Başka bir araştırma ise yaşamlarının erken evrelerinde görme yetisini kaybeden insanların normal insanlara göre sesleri daha iyi duyduğunu ortaya koydu.
Önceki araştırmalar ise görme yetisini kaybeden insanların beyinlerinin adaptasyona uğradığını ve diğer fonksiyonel duyularını geliştirmek için yeni bağlantılar kurduğunu kanıtlamıştı. Oxford ve Washington Üniversitelerinin yeni yaptığı bir araştırma erken yaşlarda görme yetilerini kaybeden kişilerin sesleri daha iyi duymasını sağlayan adaptasyonun beyni nasıl değiştirdiğini keşfetti. The Journal of Neuroscience dergisinde de yayımlanan araştırma görme yetisini kaybeden insanların işitsel korteksindeki değişikliklere odaklandı.
İŞİTSEL KORTEKS NE TÜR DEĞİŞİKLİKLERE UĞRUYOR ?
Görme yetisini erken dönemde kaybeden kişilerde gözlerden gelen iletileri ''deşifre'' etmekten sorumlu oksipital korteks vücudun diğer kısımlarından gelen bilgileri işlemeye adapte oluyor. Ayrıca araştırma ekibi ile araştırmanın yazarı Kelly Chang; kayıptan sonra işitsel korteksin sesleri daha farklı işlediğini ve görme kaybından dolayı oluşan eksikliği ''toparlamaya çalıştığını'' gözlemledi.
Chang ve arkadaşları anoftalmi ( iki gözün de görme yetisinin olmadığı bir hastalık) gibi erken dönemde körlüğe sebep olan hastalıklara ve görme kusurlarına sahip bir grup ile tamamıyla sağlam görme yetilerine sahip bir kontrol grubu üzerinde çalışıp bu grupları kıyasladı.
İki gruba da aynı sesleri fakat farklı frekansları içeren ''saf tonlar'' dinletildi ve bu sırada kişilerin işitsel kortekslerinde ne tarz değişiklikler olduğu MRI görüntülemeleri ile takip edildi. Taramalar, körlüğü olan ve görme kusuru olmayan bütün katılımcıların benzer boyutlarda işitsel kortekslere sahip olmasına rağmen; bu beyin bölgesinin görme kaybı olanlarda ince ayarlanmış frekansları daha iyi yakalayabildiğini ortaya koydu.
Araştırmacılar yeni bulguların, erken körlüğü olan kişilerin görme kaybına nasıl uyum sağladığını ve neden diğer kişilere göre daha gelişmiş işitme duyusuna sahip olabildikleri konusunda bildiklerimize katkı sağladığını söyledi. Gelecekte Chang ve ekibi yaşamlarının geç dönemlerinde görme kaybına uğramış kişilerden ve görme yetilerini yeniden kazanmış kişilerden oluşan gruplarla araştırma yapmayı planlıyor.
Araştırmacılar, bu araştırma yolunu takip edildiğinde, beynin altta yatan ve beş duyu değişimlerine uyumu saplayan mekanizmalarının daha iyi anlaşılacağını düşünüyor.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.