HP, “Pavillion serisi bu cihaz” dedirtecek, şahsen hoş bulduğum kavisli çizgilere bir yandan kozmetik değişikliler yapıyor, bir yandan da donanımı her sene güncelliyor. Bu sefer büyük bir güncelleme var, test masamıza 8. nesil dört çekirdekli Intel U serisi işlemcili, tam modeliyle HP Pavillion 15-CC105NT konuk olacak.
Kutusundan cihazın kendisi ve ufak, taşıması kolay, kablosu yeterli uzunlukta bir adaptör çıkıyor, herhangi bir ekstrası yok.
37.8cm eninde, 25.2cm derinliğinde ve 2.2cm kalınlığındaki cihaz 2kg ağırlığında. Normal bir 15.6 inç dizüstünün eni boyu bunlar ama benzer donanımlı rakiplerinin bir kısmından ince ve hafif, mobilitesi daha yüksek.
Kenarları kavisli, mat kırmızı plastik kapağının ortasında parlak HP logosu, altta da göze batmayan bir Pavillion yazısı var. Siyah, koyu tonlu, alıştığımız renkteki dizüstülere kıyasla daha enerjik, daha cezbedici geldi bana, pek kir ve parmak izi tutmuyor bu arada. İlle de kırmızısı olmak zorunda değil, gümüş başta olmak üzere birkaç renk seçeneği daha var.
Giriş çıkışlarda solda RJ-45, HDMI, biri Tip A biri Tip C olmak üzere birinci jenerasyon USB 3.1 portu ve combo 3.5mm jack var. Kullanım kolaylığı açısından USB'lerden biri hızlı şarj destekli olabilirmiş.
Sağda güç girişi, DVD yazıcı/sürücü ki kullanımını azaltı ama kullananı oluyor, istenebiliyor, isteyenler buraya 2.5 inç HDD veya SSD takabilirler, devamında yine Tip A birinci jenerasyon USB 3.1 portu ve SD kart okuyucusu var. Güç girişi sağda ama L şeklinde, fare kullanımında sorun oluşturmuyor. Kart okuyucusu 80MB/saniye sularını görebiliyor, çok daha pahalı rakiplerinde bile bazen USB 2.0, yani 38MB/saniye civarında kalıyor bu hız.
Şahsi testim kapak açılış testinden de geçti, yalpalama, kasayı kaldırma yok, rahatlıkla açılıyor, bir yandan da menteşe yapısı itibarıyla temiz hava akışını attırmak için cihaz yükselmiş oluyor.
Ekranın normal kalınlıktaki çerçeveleri siyah, geriye kalan her şey gümüş rengi. Çiklet klavye tek kademe beyaz LED aydınlatmalı, şiddeti ne az ne fazla, karanlık ortamlarda fonksiyon tuşları da dahil olmak üzere her şey görünür kalıyor. Üstünde Bang & Olufsen imzalı hoparlörlerin ızgaraları ki altından kırmızı bir ızgara daha geçilmiş, güzel bir dokunuş, solda yukarıda da güç butonu var.
Tuşlar hafif klikliler, kütüphanede toplantıda etrafınızı rahatsız etmezsiniz. Sertlikleri çok güzel ayarlanmış, üzerleri de ne fazla tutucu ne fazla kaygan, aralıklı yapısına alışmak gerekebilir ama bir tercüman olarak söyleyeyim, yazması keyifli ve yormuyor. Üzerilerindeki boyanın ömrünü zaman gösterir tabii ama renkleri, dokuları aynı olmasa da kalite anlamında 1 yıldır HP dizüstü kullanan biri olarak üzmeyeceğini düşünüyorum.
Fonksiyon tuşları direkt aktifler, tuşları F olarak kullanmak isterseniz FN ile kullanıyorsunuz, ya da BIOS’tan F tuşlarına öncelik verebiliyorsunuz, HP’nin ufak ama sevdiğim bir jesti.
Bilek bölgeleri hafif kumlu gibi, yalnız keskin kenarlar bilekleriniz biraz aşağıdaysa kesebiliyor, bir süreden sonra bileklerim nasıl konumlandıracağıma ister istemez alıştı, sorun edilecek bir şey değil kısacası.
Touchpad’in kenarları elmas kesim, yüzeyi için pürüzsüz. Genişçe olduğundan, Palm Rejection dediğimiz avucu engelleme sistemi önemli, test ettim, sorunsuz çalışıyor. Hassaslığı, tıklama sertliği touchpad’e işiniz düşerse işinizi görür. Klikler de orta sertlikteler, içeri fazlaca gömülüp görünümü bozmuyorlar.
15.6 inç FHD çözünürlükte LED IPS panel yansımaya karşı filtrelenmiş. Ekran net, renkler ortalama bir canlılıkta, özellikle öne çıkmıyorlar, kontrast pek yüksek değil. Siyahlar da yeterli düzeyinde derin, arkadan ışık tutuluyormuş hissi yok. Beyazlar hafif sarımtıraklar, benim gibi saatlerce ekran başında yazı yazıyorsanız gözler için daha rahat, isterseniz Windows’tan kalibre edebiliyorsunuz zaten. Tepki süresinde bir aksilik yok, oyunlarda, hareketli sahnelerde akıcı görünüyor.
Maksimum ışığı az, 230 nit civarında. Kapalı alanlarda işinizi görür ama güneş altında ekranı görmek zor. Bakış açısı tarafında renklerde ufak sapmalar var lakin kayda değer değiller, ekran açıya göre kararmıyor yani.
Cihaza güç veren donanımların başında Intel’in 8. nesil i5 8250U’sunu görüyoruz, 15W TDP’li enerji verimliliği odaklı bir işlemci bu. 4 çekirdekli ve Turbo ile 3.4GHz’e kadar çıkabiliyor. Geçtiğimiz nesilden 2 çekirdekli i7 7500U’dan özellikle çoklu çekirdekte bariz daha performanslı.
GPU GeForce 940MX, 2016’nın başında duyrulan bir GPU, güncel modeller arasında MX130 ile kafa kafaya. 16 ROP / 24 doku ünitesine ve 2GB DDR3 belleğe sahip, 16GB/saniye bant genişlikli 64-bit bir kart. Donanımsal açıdan 3D ile Windows 10 deneyimine de uygun, 3D araçlar ve kaynakları pürüz yaşamadan kullanabiliyorsunuz, fikirlerinizi hayata geçirebiliyorsunuz.
Oyun tarafında şunu söylemek gerek, cihazın odağı ağır oyunlar değil, bunun için HP’nin oyuncu odaklı cihazları var, bu cihazda CS:GO, League of Legends, Overwatch gibi oyunları ayarları biraz kısarak akıcı bir şekilde oynayabiliyorsunuz.
Cihaz sentetik yüklere soktum, oyun oynadım, Adobe Premiere’de video çıktısı gibi bazı pratik testler de yaptım. İşlemci maksimum 75-76 dereceye ulaştı. Yaptığım günlük kullanımlarda, yazı yazdım, dizi-film izledim, YouTube’da içerik tükettim, fan bir kez olsun devreye girmek durumunda kalmadı, tam devirle çalıştığı zaman dahi cihaz sessiz, HP Coolsense yazılımsal yönetimde gerekeni yapıyor gözlemlediğim kadarıyla.
8GB 2400MHz tek modül DDR4 RAM ile desteklenmiş, yükseltmek isterseniz bir tane daha slot var. Depolamada Seagate markalı 1TB 5400RPM, 8GB SSD önbellekli bir SSHD var.
Okuma ve yazma hızları tarafında harika bir durum yok, önbelleğin SSD olması da gerçek bir SSD deneyimi vaad etmiyor, bunları belirtmek lazım ama 3D Drive Guard adlı bir sistemle düşme ve sarsıntılara karşı okuma kafasını kitleyen bir sistemle donatılmış. Bu arada, isterseniz M.2 formatında SATA ve NVMe SSD takabiliyorsunuz, hız isterseniz potansiyel var. HP Pavillion, Windows 10 Home ile geliyor, kullandığım süre boyunca karşısında durup beklediğim ya da takılıp kaldığım olmadı.
Bang & Olufsen imzalı 2.0 kurulumundaki hoparlörlerin maksimum sesi karşısındaki için iyi düzeyde, detay ayrımını başarılı buldum, genelde tok seslerin üzerinden geçiyor ama vokallerde, enstrümental parçalarda yine de keyifli. Dizi-film tüketirken tok sesler daha iyi olabilirdi diyorsunuz ama genel olarak müteessir olunacak bir şey yok.
3 hücreli 41Wh Lityum iyon bataryayı %50 ekran ışığı ve dengeli güç modunda test ettim, bol bol yazı yazdım, Spotify ile %15 civarı ses yüksekliğiyle müzik dinledim, internette sörf ettim, YouTube’dan müzik dinledim, kullanımımın 1 saatinde de klavye aydınlatması açıktı. 4.5 saat civarı bir kullanım süresi elde ettim arkadaşlar, segmenti rakiplerinde de benzer bataryalar, benzer kullanım süreleri var, Pavillion 15’in farkı ise 90W adaptörüyle hızlı şarj destekli olması, 90 dakikada bataryanın %90’ını şarj edebiliyor. Gözlemlerim neticesinde 8. nesil işlemcilerle büyük kasayı daha fazla batarya sığdırmak için kullanan pek yok dostlar.
HP Support Assisstant yazılımdan da bahsetmek istiyorum, sürücüler, donanım güncelleştirmeleri, bunlar hakkında bilginiz yoksa bu arayüzden kolayca güncelleyebiliyorsunuz. Cihazda bir sıkıntı yaşadınız diyelim, onun için de telefonla veya sosyal medya üzerinden canlı destek alabiliyorsunuz.
Tam model adıyla HP 15-CC105NT. Windows 10 Home ile geliyor, özellikle işlemcisi ve tasarımıyla modern bir dizüstü, 8. nesil Intel işlemci üretkenlik senaryolarında performansınızı arttıracaktır. Zevkler renkler farklı tabii ama fiyatı segmenti rakipleri arasında en şık ve ilgi çekici görünen cihaz olduğunu düşünüyorum. F/P anlamında ise daha başarılı, MX150 ekran kartlı, SSD’li rakipleri var. Elimizdeki cihazın ayrıştığı şeylerden ilki tasarımı ve malzeme kalitesi, ikincisi inceliği ve hafifliği, üçüncüsü ekran çözünürlüğü ki çoğu rakibi sadece HD çözünürlüğünde, dördüncüsü ise Bang & Olufsen hoparlörleri, serin ve sessizliğini de katabiliriz bunlara. Bu videonun çekildiği tarih itibarıyla fiyatı 3500 lira, üzerinde durduğum, öne çıkan nitelikleri sizin bir dizüstüde aradığınız şeylerse eğer, HP Pavillion 15-CC105NT’ye göz atabilirsiniz.