Enerji dönüşümü alanında uzman olan on dört bilim adamının, en son modelleme sistemlerini kullanarak dört buçuk yıl süreyle çalıştığı proje kapsamında maliyet düşüşünün yüksek risk içeren nükleer enerji gibi teknolojileri devre dışı bırakarak elde edilebileceğini gösteriyor.
Güneş enerjisi en önde
Öngörülen yeni enerji sisteminin esas yükünü, güneş ve rüzgâr enerjilerinin çekeceği vurgulanıyor. Bu kapsamda toplam enerji ihtiyacının; %69’unun güneş enerjisi, %18’inin rüzgâr enerjisi ve geri kalanının ise biyoenerji, hidroelektrik enerjisi ve jeotermal enerji marifetiyle karşılanacağı tahmin edilmiş. %69’luk oranla aslan payının sahibi olan elektrik enerjisinin hedefine ulaşabilmesi için ihtiyaç duyulan kapasitenin ise 63,400 gigawatt olacağı söylenmiş.
Ortaya konan çalışmanın hâlihazırda kullanılan teknolojiye ve enerji depolama yöntemlerine dayandığı, ayrıca elektriklendirme (elektrik enerjisini kullanabilir hale getirme) ve yerinden yönetim metotlarına vurgu yapıldığı ifade edilmiş. Bu sebeple çalışma neticesinde elde edilen sonuçların gerçeğe oldukça yakın olduğu belirtiliyor.
Yenilenebilir enerji ve depolama teknolojilerinin geliştirilmesi ve akıllı enerji sistemlerinin devreye sokulması kapsamında hükümet müdahalelerine ihtiyacın olduğu vurgulanan çalışma sonucunda, araştırmacılar bazı tavsiyelerde de bulunmaktan geri kalmamış.
Bu tavsiyelerden bazıları; yenilenebilir enerji ve sıfır emisyon teknolojilerine özel sektöre yatırım yapma izni verilmesi, karbon ile metan ve radyoaktivite vergileri konması ve yenilenebilir enerji kullanımını özendirmek için vergi affı gibi yöntemleri içeriyor.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
param olsa alacağım helikopter
Bu sadece başlangıç toplam 500 tane üretilmesi planlanıyor. Yerli ve ihracat amaçlı.