Avrupa'daki çevreci kuruluşlar şarj edilebilir hibrit araçlara savaş açtı

Yorumlar

Barış Cankı

Otomobil Editörü

Avrupa'daki çevreci kuruluşlar şarj edilebilir hibrit araçlara savaş açtı

Sivil toplum kuruluşları ve otomotiv şirketleri arasındaki plug-in hybrid yani şarj edilebilir hibrit araç tartışmaları sürüyor. Söz konusu araçların göründüğü kadar temiz olmadığının altını çizen çevre örgütleri, bu araçlara yönelik teşviklerin kaldırılmasını istiyor.

Avrupa'da sürdürülebilir ulaşımı amaçlayan sivil toplum kuruluşları için çatı görevi gören Transport and Environment (T&E) de kısa süre önce bu çağrıyı yineledi. T&E, şarj edilebilir hibrit araçlar üzerinde yapılan bağımsız testlerin markaların sözünü ettiği emisyon değerlerinin çok daha üzerinde sonuçlar verdiğini iddia ediyor.

T&E, bu iddiasını desteklemek adına Emissions Analytics tarafından yapılan bağımsız testleri örnek gösteriyor. Avrupa'da bu sınıfın en popüler modellerinden BMW X5, Volvo XC60 ve Mitsubishi Outlander PHEV üzerinde testler yapıldığını dile getiren T&E, en uygun koşullarda test edilmesine rağmen emisyon değerlerinin söz verildiği gibi olmadığının altını çiziyor.

Söz konusu araçlar üzerinde yapılan testlerin sonucunu da paylaşan kuruluş, bataryanın tamamen dolu olduğu sürüş koşullarındaki emisyon değerlerinin markalarının bildirdiğinden yüzde 28-29 oranında fazla olduğunu belirtiyor. Batarya boşken veya batarya şarj modundayken ise aradaki fark 8 ila 12 kata kadar çıkabiliyor.

Bu kapsamda şarj edilebilir hibrit araçların 'sahte elektrikli araçlar' olduğunu iddia eden kuruluş, bu araçlara yönelik teşvik ve vergi indirimlerinin bir an önce sonlandırılmasını istiyor. İddialara yanıt veren Volvo ve Mitsubishi'den yapılan açıklamalarda ise araçların var olan emisyon kurallarına tamamen uygun olduğu, bağımsız testlerin güvenilmez ve değişken sonuçlar ortaya koyabildiği ifade ediliyor.

Avrupa'da şarj edilebilir hibrit araçların 'tamamen elektrikli veya elektrik destekli araç' satışlarındaki payı neredeyse yüzde 50.