Rusya Skolkovo Bilim ve Teknoloji Enstitüsü, Hidrokarbon Toplama Merkezi ve Heriot-Watt Üniversitesi’nde görev yapan araştırmacılar, arktik donmuş toprak (permafrost) içinde hapsolmuş metan gazını çıkaracak bir yöntem üzerinde çalıştıklarını duyurdular. CO2 emisyonlarını da düşürmeye yarayacak yöntemin arkasındaki teknik ise endüstriyel santrallerden salınan baca gazlarını toprağa enjekte ederek buradaki metan gazını CO2 ile değiştirme prensibine dayanıyor.
Birçok petrol ve doğalgaz sahasına ev sahipliği yapan Rusya’nın kutup bölgelerindeki söz konusu kaynakların çıkarılması hayli zorlu bir süreç. Oldukça uzak olan bu bölgelerde, nüfus yoğunluğu çok az ve altyapı da bu duruma paralel olarak çok gelişmiş değil. Ancak medeniyetin uğramadığı bu bölgelerde devasa miktarda gaz hidrat yatakları bulunuyor.
Oldukça önemli doğalgaz kaynağı olarak görülen gaz hidratlar, buzla karışmış donuk metan yatakları olarak biliniyor. Burada bulunan doğalgazı klasik sondaj yöntemleri ile çıkarmak ise bir hayli sakıncalı. Zira doğru teknikler uygulanmaması halinde oldukça zararlı bir sera gazı olan metanın atmosfere karışma riski ortaya çıkıyor. Araştırma ekibinin bulduğu yöntem ise tam da bu aşamada devreye giriyor.
Karbon emisyonlarında düşüş
Bilim insanları, enerji santrallerinden, metal rafinelerinden ve diğer ağır sanayi merkezlerinden çıkan sıcak baca gazlarının söz konusu gaz hidrat yataklarına pompalanabileceğini ifade etmekteler. Bu sayede ortaya çıkacak tepkime sayesinde metan gazının serbest kalacağını belirten araştırmacılar, donmuş toprağa pompalanan CO2’nin de metanın yerini alacağı ve yeni bir hidrat oluşturacağını düşünüyor.
Aynı zamanda, kapalı bir döngüde kullanılacak metan gazanın bir santrale enerji sağlayabileceği ve santralin ürettiği baca gazlarının benzer şekilde toprağa pompalanarak daha fazla metan gazı elde edilebileceği belirtilmiş. Bu sayede karbon emisyonlarında da düşüş sağlanacağı ifade edilmiş.
Araştırma ekibinin lideri Evgeny Chuvilin yaptığı değerlendirmede, “ Bulduğumuz yöntem, sadece metan gazını çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda bu gazın serbest bir şekilde atmosfere karışmasının önüne geçiyor. Böylece CO2 emisyonlarının azalmasına katkı sağlanıyor. Yöntemimizin çevre güvenliği üzerindeki olumlu etkisinin iki kat daha fazla olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.” ifadelerini kullanmış.
Araştırma sonuçlarına Scientific Reports dergisinden ulaşabilirsiniz.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.