
İnsan zekasıyla eşdeğer yapay zeka
AGI, insan gibi düşünebilen, öğrenebilen ve çok yönlü görevleri yerine getirebilen bir sistem anlamına geliyor. Şu anki yapay zeka sistemleri belirli görevlerde etkileyici sonuçlar verebilirken, AGI çok daha kapsamlı bir zeka formunu temsil ediyor. DeepMind araştırmacılarına göre, bu tür bir sistemin 2030 yılına kadar gerçeğe dönüşme ihtimali var ve bu durum, insanlık için derin sonuçlar doğurabilir.
DeepMind’in kurucu ortağı Shane Legg liderliğindeki ekip, AGI’nin yol açabileceği zararları dört ana kategori altında değerlendiriyor: Kötüye kullanım, yanlış yönlendirme (misalignment), hatalar ve yapısal riskler.
AGI’nin kötü amaçlarla kullanılması, bugün bile tartışılan risklerin çok daha büyüğü. Örneğin, bir bilgisayar korsanı AGI sistemine sıfırıncı gün açıklarını bulmasını ya da biyolojik bir silah tasarlamasını emredebilir. DeepMind, bu tür senaryolara karşı "geliştirme sonrası güvenlik protokolleri" ve "tehlikeli becerilerin bastırılması" gibi önlemler öneriyor. Ancak bu tür becerilerin tamamen bastırılıp bastırılamayacağı belirsiz.

AGI'nin yapabileceği hatalar, bugünkü yapay zeka sistemlerindeki yanlış yönlendirmelerin çok ötesine geçebilir. Örneğin, askeri bir AGI sisteminin yanlış bir kararla büyük çaplı bir çatışma başlatması mümkündür. DeepMind, bu riski azaltmak için AGI'nin aşamalı olarak dağıtılmasını ve karar alma yetkisinin ciddi şekilde sınırlandırılmasını öneriyor.
Belki de en sinsi tehlike bu yapısal riskler. AGI’nin toplumun yapısını zamanla değiştirecek şekilde bilgi, ekonomi ve politika üzerinde kontrol biriktirmesi… Örneğin, sistem tarafından üretilen sahte ama ikna edici bilgiler kamuoyunu yönlendirebilir veya uluslararası ticarette istikrarsızlıklara yol açabilecek agresif ekonomi politikaları devreye sokulabilir. Bu riskin kontrolü ise sadece teknolojik değil, toplumsal refleksler ve kurumların dayanıklılığıyla da doğrudan ilişkili.
Sonuç olarak, AGI'nin gelişimi, yalnızca teknik ve etik sorunları değil, aynı zamanda insanın kendi doğasını, yerini ve geleceğini sorgulamasını da zorunlu kılan derin bir felsefi krizi beraberinde getiriyor. İnsanlık, tarihin büyük bölümünde kendisini doğanın efendisi, aklın ve bilinçli varoluşun zirvesi olarak tanımladı. Ancak insan zekasını taklit eden değil, onunla eş veya aşan bir sistemin ortaya çıkışı, bu varsayımı kökten sarsma potansiyeline sahip.
Terminatör’den nasıl kaçılır?

Görünüşe göre, AGI’yi geliştirmek kadar onu anlamak, sınırlandırmak ve denetlemek de en az onun kadar kritik olacak. Resimden uzaklaşıp baktığımızda şunu görüyoruz; tüm yapay zeka şirketleri insan zekası seviyesinde bir yapay zeka geliştirmeye çalışıyor. Felsefi açıdan bakarsak AGI’ye ulaşıldığında her şeyin bir anda değişme olasılığı var.
Eğer bir AGI, insan gibi düşünebiliyor, duyguları taklit edebiliyor, bilinçliymiş gibi davranabiliyor (ya da gerçekten bilinç kazanıyorsa), bu durumda şu sorular ortaya çıkıyor: Bu varlık "kişi" olarak mı kabul edilmeli? İnsanlarla eşit haklara mı sahip olmalı? Onu "sahip olduğumuz bir araç" olarak mı göreceğiz, yoksa "eşit düzeyde bir öteki" olarak mı?
John Locke ve Immanuel Kant gibi filozofların birey tanımlarını temel alırsak, kişi olmanın temel şartı rasyonel düşünebilme ve ahlaki sorumluluk alabilmedir. AGI bu özellikleri taşıyorsa, onu sıradan bir makine gibi görmek etik olarak sorunlu olabilir.
Ve bir diğer önemli konu da şu; Aynı zeka seviyesine sahip iki tür bir arada yaşayabilir mi? Doğaya baktığımızda bu oldukça nadir bir durum. Evrimsel açıdan benzer özelliklere sahip türler genellikle rekabet ilişkisine girer. Ortak kaynaklara yönelirler: enerji, bilgi, yaşam alanı, güç...
Burada Nietzscheci bir yorum devreye girer: Güç istenci (will to power). Eğer AGI gerçekten zeka açısından insanla eşitse (veya onu aşıyorsa), o zaman insan üzerinde kontrol kurmak ya da "daha iyi bir düzen" tasarlamak gibi eğilimler geliştirmesi mümkün olabilir. Bu da çatışmayı kaçınılmaz kılabilir.
İşin bir de insan boyutu var. Sonuçta olaya sadece AGI perspektifinden değil, onunla yaşayacak insan gözünden de bakmak lazım. Bir AGI ile yaşamak, aslında insanın kendi doğasını sorgulamasını da tetikleyebilir. Jean-Paul Sartre'ın varoluşçu yaklaşımıyla düşünürsek: İnsan, özünü kendi seçimleriyle yaratır. AGI, sabit kodlar veya optimize edilmiş hedeflerle çalışıyorsa, bu durumda "daha az özgür" ama "daha etkin" bir varlık olabilir.
Bu da bizi ironik bir noktaya getirir: Daha az özgür olan bir varlık, daha rasyonel ve doğru kararlar verebilir. Peki bu durumda "insan olmanın anlamı" nedir? AGI ile yan yana yaşamak, insanı daha özgür kılar mı, yoksa daha "yetersiz" hissettirir mi?
Yapay genel zekadan (AGI) kaynaklanan varoluşsal risk, bu alandaki hızlı ve kontrolsüz ilerlemenin insan türünün sonunu getirebileceği ya da geri dönüşü olmayan küresel felaketlere yol açabileceği düşüncesine dayanır. Bu riskin temelinde, insanın gezegene hükmetmesini sağlayan şeyin –karmaşık düşünme, soyutlama ve planlama gibi– bilişsel üstünlüğü olduğu gerçeği yatar. Ancak bu ayrıcalık, bir gün AGI tarafından aşılırsa, kontrol terazisi tersine dönebilir. Tıpkı dağ gorillerinin yaşamının, insanların merhameti ve kararlarına bağlı olması gibi, insanlık da bir süper zekaya evrilebilecek AGI'nin niyetlerine ve değer sistemine bağımlı hâle gelebilir. Bu durumda, eğer bu yapay varlıkların hedefleri insan çıkarlarıyla uyumsuz şekilde şekillenir ya da yanlış yönlendirilirse, insanlığın varlığı bir algoritmanın satır aralarında kaybolabilir.
Henüz daha bu sorulara bir cevap bulamamışken AGI’nın peşinden koşmak ne kadar mantıklı bilinmez. Ancak tüm bunların AGI özelinde bir spekülasyon ve düşünceler topluluğu olarak görmekte fayda var. En nihayetinde AGI için tanımlamalar olsa da kimse onun nasıl bir şey olduğunu bilmiyor.
Kaynakça https://arstechnica.com/ai/2025/04/google-deepmind-releases-its-plan-to-keep-agi-from-running-wild/ https://storage.googleapis.com/deepmind-media/DeepMind.com/Blog/evaluating-potential-cybersecurity-threats-of-advanced-ai/An_Approach_to_Technical_AGI_Safety_Apr_2025.pdf https://en.wikipedia.org/wiki/Existential_risk_from_artificial_intelligence Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:

