Anlık Bildirim
Apple’ın yeni iPhone lansmanında suya toza dayanıklılık, stereo hoparlör, 4.7” model için kamerada optik sabitleme, 5.5” model için çift kamera gibi yenilikleri bir arada gördük. Eğer bugüne kadar iPhone harici bir telefon kullanmadıysanız bu teknolojiler bir ilerleme sayılabilir.
Peki ya akıllı telefon pazarının tümüne baktığımızda yenilik demek doğru mu? iPhone kullanıcılarının henüz deneme fırsatı bulamadığı teknolojiler neler?
Bu yazımda akıllı telefon pazarı için önemli olan fakat henüz iPhone kullanıcılarının kullanımına sunulmamış teknolojileri ele alacağız.
Kablosuz şarj teknolojisi
Nokia’nın Lumia 920 lansmanında üzerinde epeyce durduğu Andoid tarafında ise Samsung’un sahiplendiği kablosuz şarj teknolojisi, beklenen ilgiyi görmemiş olsa da iPhone 7 için fark yaratan bir özellik olabilirdi.
 
Bu teknolojide, telefon ve şarj aparatının birbirine değmesi gerekliliği kullanıcı tarafında biraz hayal kırıklığı yarattı. İsmi kablosuz olduğu için daha çok cebimizdeyken de şarj olan bir telefon hayal ediyoruz. Haksız da sayılmayız aslında.
Peki kullanıcı deneyimine önem veren bir firma olan Apple, neden bu teknolojiye yer vermeliydi diyoruz; aslına bakarsanız kablosuz şarj teknolojisi firma için yeni değil zira Apple Watch, kablosuz şarj teknolojisinden yararlanıyor.
Bu teknoloji iPhone 7’de özellikle 3.5mm kulaklık çıkışının kaldırılıp kulaklık ve şarj için ortak lightning portunun kullanılmaya başlanması ile birlikte telefonu şarj ederken kablolu kulaklık üzerinden müzik dinlemek isteyenler için ekstra bir kolaylık sunabilirdi.
Apple için de kablosuz şarj aksesuarları satarak yeni bir kar kapısı aralayacağını söylemeye bile gerek yok. 
Fakat isminin kafa karışıklığı yaratıyor oluşu ve metal gövdeli telefonların kablosuz şarja uygun olmaları gibi nedenlerle Apple, iPhone'larda henüz kabosuz şarj teknolojisine yer vermiş değil.
Peki ya hızlı şarj?
Apple’ın iPhone ailesi diğer Android tepe modellerle karşılaştırıldıklarında hep daha küçük kapasiteli pillerle donatıldılar. Bu yüzden de şarj süreleri nispeten daha kısa oldu.
iPhone 6s standart 5W şarj cihazı ile 0’dan 100’e 2 saatte 6s Plus ise 3 saatte şarj olabiliyor. Standart PC USB portu çıkış güç değeri de 2,5W olduğu için bu telefonları dizüstü bilgisayarınıza bağlasanız dahi 30dk sonunda kabul edilebilir bir pil doluluk oranı elde edebiliyorsunuz.
iPhone kullanıcılarının sahip olmadığı teknolojiler neler?
 
Bu durumda firmanın pil ömrünü azaltan ve genelde şarj esnasında cihazın ekstra ısınmasına neden olan hızlı şarj teknolojilerine telefonlarında yer vermemesi mantıklı görünüyor.
Günümüzde de hızlı şarj konusunda bir standartın oturmamış olması firmanın temkinli davranmasını anlayışla karşılamamıza neden oluyor.
USB Type-C 
Hadi ama yapma Apple! 3.5mm ses portunu dinazor devrinden kalma bir teknolojiyi diye kaldırıp telefonları geleceğe taşırken tüm ekosistemi kendi standartın olan lightning portuna hapsetmek niye?
Düşünebiliyor musunuz; iPhone 7 ve sonrası iPhone’lar için alacağınız kablolu kulaklıklar sadece bu telefonlarda çalışacak. Binlerce lira verdiğiniz Macbookunuzda dahi kullanamayacaksınız. Çünkü Macbook üzerinde USB Type-C varken Apple’ın standartı lightning portu yok!
Bu kolay anlaşılabilir bir şey değil. Evet lightning portu ilk duyurulduğunda zamanının çok ötesindeydi öyle ki şu anda bile bir akıllı telefonun bütün ihtiyaçlarını görebilecek nitelikte ama artık elimizde USB Type-C ve USB 3.1 de var. Yani rakip teknoloji artık evrimini tamamladı ve eldekini geride bırakacak seviyeye geldi.
Eğer amaç eskilerden kurtulup yeni ve en iyi olanı kullanıcıya sunmaksa USB Type-C, iPhone kullanıcılarının bütün ihtiyaçlarını karşılamaya hazır.
Şu da bir gerçek ki Apple'ın lightning lisans ücretleri, porta özel aksesuarların satışı ve 1m şarj kablosunu 56 TL’den satabilme ayrıcalığını kenara bırakmak istemeyeceği de bir gerçek.
Yazıda yer alan diğer teknolojiler belki bir sonraki iPhone’da yer alabilir ama USB Type-C şimdilik imkansız görünüyor.
QHD (1440x2560) piksel yüksek çözünürlükte ekran
“Apple, henüz Full HD’i bile bütün kullanıcılara sunmazken QHD’den mi söz ediyorsun!” diyenleri duyar gibiyim.
Evet ne yazık ki iPhone 7 ailesinde de ekran çözünürlüğü değişmedi. 4.7” model firmanın kendine has 750x1334 piksel çözünürlüğe sahipken 5.5” modelde 1080x1920 piksel çözünürlükte panel kullanılıyor.
iPhone dışında kalan tepe model akıllı telefon dünyasında; küçük ekranlı telefonlarda Full HD, 5" ve üzeri boyutta ekrana sahip modeller için de QHD standart çözünürlük değeri oldu.
Aslına bakarsanız ne 4.7” ne de 5.5” iPhone modelini kullanırken çözünürlükten dert yanmıyorsunuz. Ekran piksel yoğunluğu yeterli seviyede ve görseller de oldukça iyi durumdalar.
Peki yüksek çözünürlük neden önemli?
Bunun şu anda anlamlı tek cevabı VR için gerekli olduğu olacaktır. Geçtiğimiz sene kullanılmaya başlayan ve bu sene içinde de yükselişe geçen VR teknolojisi sayesinde cep telefonu ekranlarımız başka dünyalara açılan bir pencere görevi görebiliyor.
Cep telefonlarını yerleştirdiğimiz gözlükler içinde yer alan lensler, ekranı olduğundan daha büyük görmemizi sağlıyor. Tabi ekran büyürken ekrandaki görüntüyü oluşturan pikseller de büyümeye başlıyorlar. İşte burada ekran piksel yoğunluğu yani birim alanda daha fazla piksel sunabilen yüksek çözünürlükteki ekranlar önem taşıyor.
Ekran ne kadar yüksek çözünürlükte olursa kullanıcı o kadar net bir görüntü görüyor. Ekran çözünürlüğü düştükçe de ekranda görülen devasa pikseller nedeniyle deneyim bir o kadar azalıyor.
Google, Samsung, LG ve daha bir çok üretici VR için ek donanımlar ve teknolojiler üreterek yeni tepe model telefonlarıyla birlikte bunların da duyurusunu yaparken Apple tarafında özellikle VR konusunda hiç ses çıkmamasının nedenlerinden biri bu olabilir.
Firma düşük çözünürlükteki ekranları nedeniyle iPhone’ların kullanıcıda kötü bir etki yaratacağını düşünüyorsa bu konudan şimdilik uzak durmayı tercih ediyordur.
Fakat Apple, iPhone'lara özel bir gözlük piyasaya sürmemiş olsa da dileyen iPhone kullanıcısı 2$’dan başlayan fiyatlarla bu gözlüklerden bir tane edinebiliyor ve appstore’da bulunan yüzlerce VR uygulamasından birini indirip hemen kullanmaya başlıyor.
Durum böyle olunca da Apple ses çıkartmasa da yüksek çözünürlükteki ekranlar kullanıcılar için ihtiyaç halini alıyor.
iPhone 7’lerle yüksek çözünürlükteki ekranları görememiş olsak da gelecek sene firmanın bu konuya bir çözüm getireceğini düşünüyorum. En azından küçük modelin Full HD, büyük modelin QHD bir ekrana sahip olması sürpriz olmaz. 
Retina tarayıcı 
Söylemeliyim ki Samsung Note 7’nin (hani şu patlayan telefon) önemli pazarlama argümanlarından biri olan retina tarama özelliğini ilk duyduğumda ne gerek var diyenlerdenim. Hatta bunu bir çok programda dile getirdim. Parmak izi okuyucu ve alternatif şifre girişi varken retina tarama mı, kimin ihtiyacı olabilir ki?
Gerçekte durum pek de öyle değil. Kullanmaya başladığınızda vazgeçilmezler arasına giriyor. Samsung, akıllıca bir hamle ile retina taramayı ana güvenlik unsuru yapmak yerine parmak izi okuyucunun yedeği olarak konumlandırmış.
Parmağınız ıslak mı ya da acele ile doğru okutamadınız mı o zaman telefon, "-bir bana bak bakayım" diyor ve o sihirli teknoloji nasıl olduğunu anlamadan kısa bir süre içinde kilidi açarak telefonu kullanımınıza sunuyor.
iPhone’un da parmak izi okuyucusu diğer telefonlardaki ile benzer hatalar yapabiliyor. Parmaklarınız terliyken veya olması gerekenden daha kuru olduğunda düzgün çalışmıyor ve kullanıcıyı şifre ekranına yönlendiriyor.
İşte burada alternatif bir çözüm gerekiyor ki şu anda iPhone kullanıcıları buna sahip değiller.
Harici depolama alanı SD kart desteği
Apple’ın iPhone’da yer vermeyeceği tek şey ne derseniz herhalde harici depolama alanı çözümü olacaktır. Gerçi iPhone 7 ile birlikte de kısmi olarak bu ihtiyaç ortadan kalktı denebilir.
En düşük dahili depolama alanının 32GB’dan başladığı seride bir üst model 128GB kapasite ile geliyor ve 32GB bile bir çok kullanıcı için yeterli sayılabilecek bir kapasite.
Apple, iPhone modellerinde hep sektörün bir kaç sene ötesinde dahili depolama çözümleri kullanıyor. Böylece telefonlar dahili depolama alanlarına hızlı okuma ve yazma yapabiliyorlar. Bu her şeyin hızlı çalışması ve IOS’un programları depolama alanında derin uykuya yatırması için gerekli alt yapıyı sağlıyor.
Firmanın işleyişi yavaşlatacak ve kullanıcı deneyimini düşerek harici depolama alanından uzak durması en azından en düşük 32GB dahili depolama alanı sunmaya başladığı iPhone 7 serisi ile birlikte anlaşılır bir konu haline geldi. Bu yüzden fazla ısrar etmenin bir anlamı yok gibi.
Kalem 
iPad Pro modellerinde süper gelişmiş bir kalem mevcut. Ya 5.5” iPhone ile kalem kullanmak nasıl olurdu? Bana sorarsanız böyle bir seçenek sunulmalı.
Samsung Note serisinin sadık kullanıcıları için kalem olmazsa olmazlardan biri. Ben ise çok kullanmasam da telefonda kalem özelliğinin bulunmasının bir zararı yok diyenlerdenim (tabi kalem için ekstra para ödemedikçe)
iPhone için de kalemi kasasında bir bölmede saklayabildiğimiz bir versiyon olsa belki de 5,5” değil de 5.7” gibi bir ekran boyutunda kullanıcıya bu deneyim seçeneği sunulsa hiç fena olmaz. Özellikle appstore’un zengin yazılım desteği düşünüldüğünde iPhone ekosistemi için yeni bir sayfa açılabilir.
Tüm bunlar yanında ekran kasa oranına da el atılsa fena olmaz hani
iPhone ailesi ekran kasa oranı olarak belki de en geriden gelen amiral gemi telefonlar olma özelliği taşıyor. Öyle ki 5.5” Full HD ekranlı iPhone 7 Plus, 5.7” QHD kavisli ekrana sahip Note 7’den daha büyük ölçülere sahip.
Bu konuda mutlaka bir şeyler yapılması gerekiyor. Eğer ekran kasa oranında iyileştirmeler yapılırsa en azından 4.7” ekranlı model tek elle daha rahat kullanılabilir hale gelebilir.
Konu kasa ve ekran dayanıklılığı endişeleri ise Note serisinde bu çoktan aşıldı. Bir çok kez düşürdüğüm Note 7'nin ekranı bu serüvenden sağ çıkmayı başardı. (çok şükür henüz patlamadı)
Yeni lanse edilen iPhone 7’de bir gelişim göremedik ama iPhone 8 için bu tip bir beklenti karşılıksız kalmamalı. 
Siz ne isterdiniz?
 Unutmamak gerekiyor ki her sistemi kendi kuralları içinde değerlendirmek gerek. Bir Android telefon kullanıcısıysanız özgür bir platform, OTG desteği ve genişletilebilirlik sizin için vazgeçilmezler arasında olabilir ama iPhone kullanıcıları bunları pek takmıyor.
Onlar, kutudan çıktığı gibi sorunsuz çalışacağı ve yıllar boyu güncelleme alacağı garanti altına alınmış stabil bir platfromu tercih etmiş olabilirler. Appstore’un cazibesine kapılmış bir kitleyi de azımsamamak gerekli. Bu yüzden bir Android kullanıcısıysanız sizi bu ekosistemin parçası yapmak için gerekli olan kriterleri bu kurallar eşliğinde düşünüp yazmanızda fayda var.
Hali hazırdaki iPhone kullanıcılar içinse ricam onları bu platformda tutan şeyleri ve beklentilerini belirtmeleri.
Unutmayın her şey hep birlikte daha güzel. Armut yanında elma olmazsa dengeyi bulamayız bu yüzden karşı tarafı kırmadan heyecana kapılmadan paylaşım yapmanız önemli.
Hepinize sevgiler. Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
DH Android Uygulamasını İndir DH iOS Uygulamasını İndir
Önceki Haftalar
Tüm Zamanların En İyi Yorumcuları
ANLIK GÖRÜNTÜLEMELER
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü

GENEL İSTATİSTİKLER
23130 kez okundu.
75 kişi, toplam 76 yorum yazdı.

HABERİN ETİKETLERİ
iOS, iphone 7 ve Apple
Sorgu:

Editörün Seçtiği Sıcak Fırsatlar

Tavsiyelerimiz

Yeni Haber
şimdi
Geri Bildirim