Rüzgâr ve güneş santrallerinden elde edilen enerji gibi nükleer reaktörlerden elde edilen elektrik de emisyon değerleri açısından çevreci sayılabilir. Kaza riskleri ve atık yakıtların depolanması gibi önemli sorunları olsa da birçok kişi sıfır emisyon değerlerine ulaşmak ve artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için nükleer santrallere ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
Nükleer reaktör inşası alanında çalışmalar yürüten İngiliz sanayi devi Rolls-Royce, pahalı ve idamesi oldukça zor olan klasik nükleer reaktörler yerine küçük modüler reaktör (small modular reactors-SMRs) adı verilen yapılar inşa etmek istiyor.
Şirketin üretmeyi düşündüğü söz konusu rektörler parçalar halinde toplu olarak üretilebiliyor ve kamyonlarla inşaat alanına taşınabiliyor. Bu sayede maliyetlerin çok daha doğru tahmin edilebileceği ifade ediliyor. Rolls-Royce’un Baş Teknoloji Mühendisi Paul Stein bu konuda yaptığı açıklamalarda, “İşin sırrı, çok ileri kaynak tekniklerinin robotik montaj yöntemleri ile harmanlanmasıyla elde edilecek prefabrike parçalara sahip olmak. Daha sonra bu parçalar ilgili bölgelere taşınarak bir araya getirilebilecek.” ifadelerini kullanmış.
Yaklaşık 40 bin m2‘lik toplam alana ihtiyaç duyan SMR’ler bu alanın sadece 6 bin m2’sini kaplıyor. Bir kıyaslama yapmak gerekirse ülkede halen inşası süren Hinkley Point nükleer enerji santralinin ihtiyaç duyduğu toplam alan ise bir SMR’nin 16 katı kadar. Teorik olarak neredeyse her şehrin bir SMR’si olacak kadar küçük olan reaktörlerin önündeki engellerden biri güvenlik gerekçeleriyle her yere inşa edilmelerinin mümkün görünmemesi olarak dikkat çekiyor.
Üretim hatalarının telafisi zor
Rolls-Royce’un nükleer enerji endüstrisi için çıkış yolu olarak gördüğü SMR’ler, maliyet etkin yapılarıyla sürekli ucuzlayan yenilenebilir enerji karşısında bir koz olarak durabilir. Ancak şirketin bu fikrine katılmayanlar da var.
Londra üniversitesinde görev yapan Paul Dorfman’a göre SMR’lerin prefabrike üretim mantığı biraz abartılmış görünüyor. Bu konudaki fikrini açıklayan Dorfman, “Üretim hattındaki hatalar, genele yayılan arızalara yol açabilir. Onlarca reaktörde bir anda ortaya çıkabilecek üretim kaynaklı arızaları onarmak ise çok pahalı olabilir. Bir düzüne 100’er MW’lık santral yapmaktansa bir tane 1.2 GW’lık santral yapmak bence daha ekonomik olur.” tespitinde bulunmuş.
Rolls-Royce ise üretimden doğacak maliyetlerin dengelenmesi için SMR’lerin ihraç edilebileceği tezi üzerinden duruyor. Eğer her şey planlandığı gibi giderse ilk SMR’ler 2029 yılında faaliyete geçecek.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Biraz daha akıcılık ve avuç içinin de kasılmasını yaparlarsa tamamdır.