Kanser çağımızın vebası olarak tanımlanıyor. Henüz net bir tedavi bulunabilmiş değil. Üstelik kanser çeşitlerinin tedavileri de farklılık arz ediyor. Bir kanser türü için geliştirilen tedavi diğerinde hiçbir etki göstermeyebiliyor.
Dünya genelinde her yıl 18,1 milyon insana kanser teşhisi konuluyor. Her ölen altı kişiden biri de kanser nedeniyle ölüyor. Bu da kanseri ölüm nedenleri arasında ikinci sıraya yerleştiriyor. Tüm bu rakamlar göz önüne alındığında kanser tedavisinin önemi daha net anlaşılıyor. İşin ekonomik boyutu ise birçok ülkenin bütçesini aşan rakamlara ulaşıyor.
İsrail merkezli bir firma olan Accelerated Evolution Biotechnologies (AEBi) çalışanı bir grup bilim insanı, farklı ve yeni bir yaklaşımla, tüm kanserlere çare olacak bir tedavi yöntemi geliştirdiklerini iddia ediyorlar. Şirketin kurucusu Dan Aridor ve CEO’su Doktor Ilan Morad, MuTaTo (multi-target toxin – çok hedefli toksin) adını verdikleri tekniğin bir çeşit kanser antibiyotiği olduğunu, tüm kanser türlerinin tedavisinde kullanıldığını, yan etkilerinin ise neredeyse sıfır ya da sıfıra yakın düzeyde olduğunu belirtiyorlar.
Tıp tarihini değiştirebilecek iddialarla gündeme gelen ilaç SoAP teknolojisine dayanıyor. Bu teknoloji “faj yer değiştirme” tekniğine dayanıyor. Bu teknikte istenilen üretim bilgisini taşıyan DNA bir bakteriye yerleştiriliyor. Daha sonra bakteri, filament fajlar (bir çeşit virüs) ile enfekte ediliyor. Virüsün bakteri içerisinde çoğalmasıyla elde edilen antikorlar ayrıştırılarak istenilen tedavi için kullanılıyor. Bu konu üzerine çalışma yapan bilim adamları 2018 Nobel Ödülüne layık görülmüştü.
AEBi bilim insanları da kanser ilacı için benzer bir yöntem geliştirmişler. Ancak, protein yerine peptit kullanmışlar. Peptitler, iki ya da daha fazla amino asidin zincir halinde birbirlerine bağlanmalarıyla meydana gelen yapılardır. Bu tekniğin avantajı peptitlerin küçük boyutlu ve kontrol edilebilir olmalarının yanı sıra üretiminin kolay ve ucuz olması.
Günümüz tedavilerinin eksiği ne?
Çalışmaya başladıklarında herkesten farklı olarak tek bir kanser türü değil tüm kanser türlerini tedavi edecek bir yöntem bulmayı hedeflediklerini belirten Morad, ilk iş olarak diğer kanser ilaçlarını inceleyerek neden diğer kanser türlerinde çalışmadıklarını tespit etmişler.
Günümüzde kullanılan birçok kanser ilacı kanserli hücredeki belli bir hedefe saldırıyor. Hedefe erişimin engellenmesi halinde psikolojik metabolik yollar kapanıyor ve ilaç etkisiz hale geliyor. Kanser hücrelerinin hızlı mutasyona uğraması bu sonucu doğuruyor.
Ayrıca, birçok kanser hücresi saldırıya uğradığında detoks sürecine başlıyor. Bu süreçte ilaç ya hücre dışına atılıyor ya da yapısı değiştirilerek işlevsiz hale geliyor. Bazı kanserli tümörler de bir çeşit kalkan oluşturarak büyük yapılı moleküllerin içeriye girmesini engelliyorlar. Karmaşık yapıya sahip kanser ilaçları için bu durum büyük sıkıntı teşkil ediyor.
Bir başka alternatif olan sitotoksik kanser tedavisi hızlı büyüyen hücreleri hedef alıyor. Kanser hücreleri, hızlı büyümeleri ve bölünmeleriyle meşhurlar. Etkili gibi görünen bu tedavinin sıkıntısı, kanser kök hücrelerinin hızlı büyümemesi olarak karşımıza çıkıyor. Tedavi, kanser hücrelerini öldürürken hızlı büyümeyen kök hücreleri hayatta kalıyor, hem de mutasyona uğramış ve ilaca direnç kazanmış şekilde. Bu hücrelerin geri getirdiği kanser bu kez ilaca karşı dirençli oluyor ve tedavi işe yaramıyor.
MuTaTo ne vaat ediyor?
MuTaTo tekniğinde bir yerine üç farklı peptit kullanılarak güçlü bir toksin hazırlanıyor ve tüm kanserli hücrelere aynı anda saldırılıyor. Bu sayede kanserli hücrede mutasyon süreci tamamlanmadan kanser yok ediliyor. Her ne kadar kanser hücreleri çok hızlı mutasyona uğrasalar da bu hız aynı anda saldıran üç peptite karşı yeterli olmuyor.
Çoklu saldırı tekniği kanser kök hücrelerini de etkiliyor. Bu hücreleri de öldüren toksinler kanserin yeniden büyümesinin önüne geçiyor. Bazı tümörlerde oluşan kalkan sorununa ise peptitlerin yapısı çare oluyor. On iki aminoasitten oluşan peptitler hem küçükler hem de yapıları itibariyle küçük deliklerden geçebiliyorlar. Bu da kalkanı etkisiz kılıyor.
MuTaTo’nun bir diğer önemli özelliği ise yan etkisinin sıfıra yakın derecede olması. Günümüz kanser ilaçları her ne kadar doğru hedefe saldırsa da bunu sağlıklı hücrelerde de yapıyor. Bu da bilinen yan etkilere neden oluyor. MuTaTo’nun kanser türüne göre özelleştirilmiş peptitleri, kanserli hücrelerdeki antijenlerle bağ kurarak çalışıyor. Bu sayede sağlıklı hücrelerdeki proteinlerle etkileşim neredeyse yok denecek kadar az düzeyde oluyor.
Doktor Morad MuTaTo’nun çalışma prensibini AİDS ilaçlarına benzetiyor. Bir zamanlar ölüm fermanı olarak kabul edilen bir hastalık bugün kontrol edilebilir bir hal aldı. Bu durum, üç farklı ilacın aynı anda hastaya verilmesiyle sağlandı. Bu ilaçlar sırasıyla verildiğinde işe yaramıyordu. Morad, üç farklı peptiti aynı anda kanser hücresine saldırtarak hücreyi tamamen öldürmeyi başardıklarını belirtiyor.
İnsanlı testler başlıyor
Fareler üzerinde yapılan testlerde sonuçların tutarlı ve tekrarlanabilir olduğu gördüklerini belirten Morad, bu yıl içerisinde klinik testlere başlayacaklarını belirtiyor. Birkaç yıl içinde tamamlanması beklenen testler sonrasında tedavinin belli başlı vakalar için erişilebilir hale gelmesi bekleniyor. İlacı geliştiren firma gerekli patent çalışmalarını da başlatmış.
Çağımızın illeti olan kanserin tedavisi için her geçen gün yeni bir tekniğin geliştirilmesi insanlık için umut verici gelişmeler olarak kayda geçiyor.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
11261 kez okundu.
24 kişi, toplam 25 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
kanser, tedavi ve