Alman araştırmacılar, tarihte ilk defa prediyabet olarak adlandırılan durumu 6 farklık subtipe ( alt grup ) ayırdı.
Araştırmacılar 25 yıl süren longitudinal araştırmalardan ( Belirli bir zaman periyodunda yapılan ve incelenen popülasyonda periyodik gözlemlere dayanan araştırma şeklidir. ) yararlanmakla birlikte yapılan yeni çalışmaların diyabet patogenezi ve prognozu ( hastalık seyri ) açısından klinisyenlere yarar sağlayacağı düşünülüyor.
Tip 2 diyabet olarak adlandırılan kronik hadise zaman içerisinde progrese ( ilerleme )olan durumu oluşturmakla birlikte hekimler genellikle bu durumun tanısını kan glukozunun yüksekliğiyle konuyor ancak prediyabet olarak adlandırılan durumda kan glukozu, diyabet gözlenen durumlar kadar yükselmiyor. ( Her organizmanın yanıtıyla, prediyabet-diyabet gibi durumların uzman hekim tarafından değerlendirilmesi gereklidir. )
Ayrıca her prediyabet ( Şeker hastalığı tıpta diabetes mellitus olarak bilinir. “Pre” eki “ön” demektir. Normalde açlık kan şekerinin (AKŞ veya glukoz) 100 mg/dl’ nin altında olması gerekir. 126 ve üzeri şeker hastalığı demektir. 100-126 arasında ise prediyabet olarak bilinir. ) durumunu diyabete progrese olacağı kesin değil yani bazen hafif kan glukozu yüksekliği görece olarak zararsız durumlara işaret edebilirken bazen ise oldukça ciddi durumların ön belirtisi olabiliyor.
Prediyabet
Nature medicine yayımlanan ve 25 yıl boyunca aile sağlığı merkezlerinde takip edilen 900 hastaya ait verilerin yer aldığı çalışmada ''Küme analizi '' olarak adlandırılan yöntemden yararlanıldı ve prediyabet durumu 6 farklı subtipe ayrılmakla birlikte her bir grubun farklı belirteçlerle ayrıldığı belirtiliyor.
Prediyabet aşamalarının 6 farklı subtipinin, uzun dönemde değişen spesifik metabolik parametreler kullanılarak ayrıldığı belirtilmekle birlikte 3 subtipin ( 1,2 ve 4 ) en sağlıklı prediyabet tipleri olduğu ve hastaların genel anlamla sağlıklı olduğu öne sürülüyor.
3,5 ve 6 olarak adlandırılan subtiplerin ise tip 2 diyabet veya herhangi bir kronik hastalık için daha yüksek risk barındırdığı, 5. grubun yağlı karaciğere sahip olduğu ve 3. grubun anlamlı derecede daha düşük düzeylerde insülin ürettiği belirtiliyor.
Ayrıca araştırmacılar subtipleri genele uyarlamak ve subtiplerin sağlamasını yapmak amacıyla acıyla 20 yıl süren ve 10.000'in üzerinde hastanın verilerini inceledi ve yapılan çalışmalar sonucunda subtiplerin veri gruplarına uyduğu tespit edildi.
Yeni araştırma Nature Medicine adlı dergide yayımlandı.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.