Bütün Dünya’yı etkisi altına alan coronavirüs pandemisi neticesinde birçok ülkede çeşitli aşılar kullanılmaya başlanmış ve Oxford Üniversitesi ile AstraZeneca şirketi tarafından ortak olarak geliştirilen koronavirüs aşısınının ABD başta olmak üzere Şili ve Peru gibi ülkelerde semptomatik enfeksiyonları %79 oranında etkili olduğu açıklandı. Firma yeni verilerin Amerika Birleşik Devletleri onayı için kapıları aradığını düşünüyor.
Yaklaşık olarak 32.000’i aşkın gönüllü bireylerde yürütülen çalışmalar neticesinde aşının ağır enfeksiyonlara karşı %100 oranında etkili olduğu açıklandı.
Bütün bunlara ek olarak her ne kadar aksini gösteren çalışmalar olsa da Oxford tarafından geliştirilen aşının ‘’kan pıhtılaşmasına’’ neden olduğu öne sürülmüş; Danimarka, Norveç ve İtalya gibi ülkeler söz edilen aşının kullanımı geçici olarak durdurmuştu.
Birçok Avrupa ülkesi geçici olarak durdurulan aşıların kullanımına devam etmiş hatta birkaç ülkenin yetkili isimleri aşının güvenli olduğuna ilişkin düşünceleri artırmak amacıyla aşı olmuştu.
Serebral venöz sinüs trombozu
AstraZeneca şirketi bağımsız güvenlik komitesi tarafından ve bağımsız nörolog yardımıyla son derece nadir olarak gözlenen serebral ( beyne ait ) venöz ( toplar damara ilişkin ) sinüs trombozunun ( pıhtı ) ( Serebral venöz sinus trombozu beyinde venöz kanı taşıyan dural venöz sinuslerde pıhtı oluşmasına bağlı ortaya çıkan dolaşım bozukluğu ve beraberinde ortaya çıkan klinik durumu tanımlamak için kullanılır. ) yanı sıra denemelerde gözlenen çeşitli pıhtıların da incelemeye alındığını açıkladı.
Firmanın açıklamalarına göre yapılan incelemeler neticesinde en az bir doz aşı alan 21,583 kişi arasında herhangi bir tromboz ( pıhtı ) veya tromboza ilişkili durum riski artışı olmadığı tespit edildi. Ayrıca araştırmalarda herhangi bir serebral venöz sinüs trombozuna rastlanmadığı öne sürülüyor.
Oxford/AstraZeneca
Oxford Üniversitesi’nde Profesör Sarah Gilbert ise tarafların FDA yani ABD Gıda ve İlaç Dairesi onayı için çeşitli verileri bir araya getirdiğini belirtiyor. Hazırlıkların birkaç hafta süreceği düşünülüyor.
ABD denemelerine katılan yaklaşık 32.500 deneğin %20’sinin 65 yaş ve üzerinde olduğu açıklanıyor, firma bu sebeple Avrupa’nın bazı bölgelerinde uygulanan yaş sınırının ( 65 yaş ve altı ) kaldırılmasını umut ediyor.
Son olarak deneye katılan bireylerin çeşitli sağlık sorunlarının da bulunduğunu belirtelim zira deneklerin %65’inin diyabet, kronik kalp hastalıkları, obezite gibi çeşitli kronik rahatsızlıklara sahip olduğunu ekleyelim; bu duruma rağmen aşının semptomatik enfeksiyonları %79 oranında önlediği ve aşı olan bireylerde herhangi bir ölüm vakasının görülmediği öne sürülüyor. Aşının 65 yaş ve üzerindeki etkisi ise önceki orandan çok daha az bir farkla %80 oranında.
Firma FDA onayı alabilir ve pıhtılaşma iddialarına karşı yeterli kanıtlar sunabilirse aşının kullanımına yaygın olarak devam edilebilir ancak söz edilen durumların doğrusunu ve akıbetini gelecekte yapılacak olan klinik çalışmalar ve klinik çalışmaları takriben yürütülecek olan analiz çalışmaları gösterecek.
Yeni araştırma The Guardian adlı gazetede yayımlandı.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.