Teknoloji devlerinin sürekli kullanıcı verilerinin gizliliği konusunda yeni tedbirler aldıklarını ve en güvenilir olanını sunma gayreti içerisinde olduklarını görüyoruz. Yine de bazı koşullarda verileri toplamak kaçınılmaz oluyor.
Apple’ın işletim sistemleri arasında iletişim kurmayı sağlayan Mesajlar platformu sürekli takip altında ve bazı verilerin toplandığı belirtiliyor. Apple’ın 2014 yılında güvenlik mercilerine sunduğu belgelere göre gönderilen her mesajın kime ve ne zaman gittiği verileri sıkı bir şekilde takip ediliyor.
Bilindiği üzere iOS cihazlarındaki iMessage uygulaması hem internet üzerinden mesaj gönderiyor hem de SMS’leri bünyesinde barındırıyor. Kullanıcı internete bağlı ve karşı tarafta da iOS cihazı varsa ücretsiz mesaj gönderilirken, internet olmadığı veya farklı bir platforma ait cihaz olduğu durumlarda ise SMS’e dönüyor.
Apple bunu anlayabilmek için bir sistem kurmuş. Kullanıcı karşı tarafa mesaj gönderdiğinde uygulama Apple’ın sunucularına ping atıyor ve karşı tarafın internete bağlı olup olmadığını veya iOS cihazı olup olmadığını kontrol ediyor. Her ping sırasında tarih, saat, telefon numarası ve IP adresi kayıt ediliyor.
iMessage içerikleri uçtan uca şifreleme yöntemiyle koruma altına alınmış durumda ancak yukarıda sayılan verilere Apple ulaşabiliyor. Buraya kadar belki normal karşılanabilir ancak Apple’ın bu verileri 30 gün boyunca saklaması ve istendiği takdirde güvenlik güçlerine teslim etmesi işleri değiştiriyor. Saint Bernardino sanığının iPhone modelindeki şifrenin kırılmasına yardımcı olmayan Apple, iMessage söz konusu olduğunda kapıları tamamen kapatmıyor.
Firma iMessage verilerini topladığını doğruluyor. Yapılan açıklamaya göre iMessage içeriklerini çözebilmek mümkün değil ancak Apple sunucularına atılan pinglerin içeriği 30 gün boyunca saklanıyor ve güvenlik makamlarına istendiği takdirde teslim ediliyor. Ayrıca iCloud logları ve FaceTime arama pingleri de yine 30 gün boyunca saklanıyor.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.