Nükleer füzyon, dünyanın her tarafından bilim insanlarının yaklaşık 60 yıldır gerçeğe dönüştürmek için çaba gösterdiği çok büyük bir hayal. Tüm insanlığa yetecek kadar sınırsız ve temiz bir enerji vaadi sunan nükleer füzyon, eğer basitleştirecek olursak Yeryüzü'nde küçük bir Güneş üretmeye benziyor. Tabi Yeryüzü'nde bir Güneş üretme fikri kulağa ne kadar hayali geliyorsa aslında nükleer füzyonu tam anlamıyla hayata geçirmek de bir o kadar zor.
Ancak bilimin güzelliği de işte tam olarak burada. Bugün bizim için bir hayalden ibaret olan şeyler belki bundan 100 yıl sonra hayatın sıradan bir gerçeği haline gelebiliyor. Nükleer füzyonun şu an için hayata geçmesi çok da mümkün olmasa da bilim insanları bu hayalin önündeki engelleri birer birer kaldırmaya çalışıyorlar. Chalmers Teknik Üniversitesi'nden İsveçli bilim insanları da işte sınırsız enerjiye giden bu zorlu yolda çok önemli bir engeli daha ortadan kaldırmayı başardılar.
Önemli bir engel daha kalktı
Füzyon, günümüzdeki klasik nükleer santrallerde gerçekleşen fisyon reaksiyonlarının tam tersi. Yani atomları parçalamak yerine atomları birleştirerek(genellikle iki hidrojen atomu) enerji üretmeye dayanıyor. Yıldızımız Güneş'in de yakıt kaynağı olan bu reaksiyonlar, hem herhangi bir radyoaktif atık oluşturmuyor hem de fisyon reaksiyonlarına göre çok çok daha fazla enerji ortaya çıkarıyor.
Ekstrem şartlar gerektiren bu reaksiyon süreci her ne kadar başlı başına çok büyük bir problem olsa da füzyon reaksiyonlarını daha da karmaşık bir hale getiren başka bir şey daha var: "kaçak elektronlar". Reaksiyon sonrası ortaya çıkan yüksek enerji ve hıza sahip olan bu kaçak elektronlar füzyon reaktörlerini herhangi bir uyarı olmaksızın parçalayabiliyor. Haberimize konu olan Chalmers Teknik Üniversitesi'nden İsveçli bilim insanları ise işte bu soruna çözüm olabilecek yeni bir metot keşfetmişler.
Linnea Hesslow (24) ve Ola Embréus (25) isimli araştırmacılar tarafından yapılan çalışma kaçak elektron probleminin reaktöre neon ve argon gibi ağır iyonlar enjekte ederek çözülebileceğini ortaya çıkarmış. Bir başka deyişle Hesslow ve Embreus ikilisi, yollarından sapmış elektronların ağır iyonlarla çarpıştırılarak yavaşlatabileceğini ve bu şekilde kontrol altına alınabileceğini tespit etmişler.
"Nükleer füzyonu gerçekleştirmek Mars'a gitmekten daha zor"
Nükleer füzyonun önündeki engellerden birini daha kaldırma yolunda önemli bir adım atmayı başaran İsveçli bilim insanları, yine de önlerinde çok daha büyük engellerin olduğunun da farkındalar. Nükleer füzyonun zorluklarından bahseden Linnea Hesslow, "Kaçak elektronları etkili bir şekilde yavaşlatmayı başarırsak nükleer füzyona bir adım daha yaklaşmış olacağız; ancak yine de Yeryüzü'nde yapay bir Güneş üretmeye çalıştığımız unutulmamalı. Bunun için Güneş'in çekirdeğinden bile daha yüksek sıcaklıklıklara ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı. Son olarak füzyon çalışmaları için daha çok zaman gerektiğini ekleyen Hesslow, "Mars'a insan göndermek bile nükleer füzyonu hayata geçirmekten daha kolay". sözlerine yer verdi.
Hesslow ve Embreus ikilisi tarafından yapılan ilgili çalışmaya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
10892 kez okundu.
23 kişi, toplam 23 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
sınırsız enerji, nükleer füzyon ve