Bu küçük çaplı araştırmaya göre, düşük testosteron seviyelerine sahip erkeklerin Kovid-19’u şiddetli geçirme olasılığının daha yüksek olabileceğini öne sürülüyor.
Daha önceki analizlerde erkeklerin Kovid-19’u kadınlara göre daha şiddetli geçirdiği bulunmuştu fakat bunun nedeni belli değildi. Erkekler ortalama olarak kadınlardan çok daha yüksek seviye de testosteron üretiyorlar.
Teorilerden biri, yüksek testosteron seviyesinin erkeklerin Kovid-19’u kadınlardan daha sert geçirmesine neden olabileceğini savunuyordu. Ancak yeni araştırmanın bulguları bu hipotezi çürütüyor.
Testosteron ve Kovid-19 arasında ki ilişki
Araştırmacılar, Kovid-19’un şiddeti ve testosteron arasındaki ilişkiyi anlayabilmek için St. Louis’teki Barnes-Jewish hastanesine gelen ve hastalığın belirtilerini gösterip testleri pozitif çıkan 90 erkek ve 62 kadın hastadan kan örnekleri aldılar.
Bu hastalardan 143’ü hastaneye kaldırıldı ve araştırmacılar, üçüncü, yedinci, on dördüncü ve yirmi sekizinci günlerde hala hastanede yatılı olanlardan kan örnekleri aldılar. Daha sonra araştırmacılar, hastaların, östrojen hormonunun türevi olarak bilinen östradiol ve insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1) olarak bilinen bir büyüme hormonu olan testosteron düzeylerini ölçtüler.
Kadınlarda, COVID-19'un şiddeti ile ölçülen hormonlardan herhangi birinin seviyesi arasında bir bağlantı yoktu.
Erkeklerde, IGF-1 ve östrojen seviyeleri ile hastalığın şiddeti arasında bir bağlantı bulunmazken, testosteron seviyeleri ile bir ilişki bulundu. Hastalığı şiddetli geçiren erkekler hastaneye yatırıldıklarında testosteron seviyeleri desilitre başına (litrenin onda biri) 52 nanogram olarak ölçülürken (yetişkin erkeklerde her desilitre başına 250 nanogram veya daha azı düşük testosteron olarak kabul ediliyor), hastalığı daha hafif geçirenlerde ise ortalama olarak desilitre başına 151 nanogram testosteron ölçüldü. Araştırmacılar ayrıca yaş, vücut kitle indeksi, ek hastalıklar, sigara içme ve ırk gibi hastalığın bilinen diğer risk faktörlerini de kontrol ettiler. (Bu faktörlerin bazıları düşük testosteron seviyeleri ile bağlantılıdır).
Hastaneye yatışın üçüncü gününde, Kovid-19’u ağır geçiren erkeklerin ortalama testosteron seviyeleri desilitre başına 19 nanograma düştü. Hastaneye kabul edilen hastalardan 37’si araştırma esnasında hayatını kaybetti. (Hastaların 25 tanesi erkekti).
Erkeklerde daha düşük testosteron seviyeleri, vücuttaki daha yüksek iltihaplanma oranlarıyla da bağlantılıydı.
Saint Louis Üniversitesi'nde endokrinolog olan baş yazar Dr. Sandeep Dhindsa, "Başlangıçta ciddi şekilde hasta olmayan, ancak testosteron seviyeleri düşük olan Kovid-19'lu erkeklerin önümüzdeki iki veya üç gün içinde yoğun bakıma veya entübasyona ihtiyaç duyması muhtemeldi. Düşük testosteron seviyeleri, önümüzdeki birkaç gün içinde hangi kişilerin daha da hastalanacağını öngörüyor gibiydi." şeklinde bir açıklama yaptı.
Ekip ayrıca, daha düşük testosteron seviyelerine sahip erkeklerde, vücudun bu hormonu kullanmasını kolaylaştıran belirli genlerin aktive olduğunu buldu. Ancak açıklamaya göre araştırmacılar, bu adaptasyonun vücut ve hastalığın şiddeti açısından ne gibi etkileri olduğunu henüz bilmiyorlar.
Peki sonuç nedir?
Araştırmanın yazarları, testosteron seviyelerinin Kovid-19 yüzünden mi düştüğünü ya da düşük hormon seviyesinin hastalığın en baştan daha şiddetli geçirilmesine neden olup olmadığının henüz belli olmadığını söylüyorlar.
Yazarların belirttiğine göre doktorlar, bu hastaların testosteron seviyelerini Kovid-19’a yakalanmadan önce ölçmedikleri için insanların testosteron seviyeleri bu hastalık nedeniyle hastaneye gelene kadar da düşmüş olabilir. Ancak Kovid-19’u şiddetli geçiren erkeklerin hastalıklarından önce ortalamanın altında testosteron seviyelerine sahip olmaları da muhtemel. Bu durum da kas kütlesi ve kuvvetinin azalmasına, dolayısıyla akciğer kapasitesinin düşmesine ve ventilasyona ihtiyaç duyma riskinin artmasına neden olmuş olabilir.
Yazarların belirttiğine göre bu veriler, Kovid-19'lu erkeklerde testosteron düzeylerini azaltan veya östrojen düzeylerini artıran hormon tedavileri uygulandığında dikkatli olunması gerektiğini öne sürüyor.
Açıklamaya göre araştırmacılar, Kovid-19 semptomlarının uzun süre devam ettiği hastalarda bahsettiğimiz cinsiyet hormonları ile kalp-damar problemlerinin arasında bir ilişki olup olmadığını inceliyorlar.
Bulgular 25 Mayıs’ta JAMA Network Open dergisinde yayımlandı.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.