Dünyanın ilk kafa nakli sistemi sinirbilim ve biyomedikal mühendislik girişimi BrainBridge tarafından tanıtıldı. BrainBridge, kısa bir süre önce bir kafanın donör bir vücuda aşılanmasını sağlayacak akıl almaz bir konsepti duyurdu. Fütüristik sistemin, 4. evre kanser, felç, Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklar gibi tedavi edilemeyen durumlarda kullanılması hedefleniyor.
Kafa nakline gerçek mi oluyor?
Sinirbilim ve biyomedikal mühendisliği start-up'ı olan BrainBridge, robotik kafa nakli sistemi için devrim niteliğinde bir konsept açıkladı. Bu iddialı proje, ölümcül ve nörodejeneratif hastalıklardan muzdarip hastaların kafalarını sağlıklı donör bedenlere aktararak onlara yeni bir hayat sunmayı amaçlıyor. Firma ayrıca yüz nakli de yapacağının altını çiziyor.
Öte andan şirket, 10 yıl içinde bu karmaşık prosedürü gerçekleştirebilecek tam otomatik, robotik bir sistem geliştirmeyi hedefliyor. Şirket, işbirliğine dayalı bir ortamı teşvik ederek ve en parlak beyinleri çekerek bu kritik alandaki ilerlemeyi hızlandırabileceklerine inanıyor. BrainBridge, kısa vadede araştırma ve geliştirme çalışmalarının omurilik onarımı ve tüm vücut nakli tekniklerinde çığır açacağını öngörüyor. Uzun vadede şirket, tıp biliminde yeni sınırlar keşfederek ve daha önce hayal bile edilemeyeceği düşünülen alanlara doğru genişleyerek bildiğimiz sağlık hizmetlerinde devrim yaratmayı hedefliyor.
Girişimin arkasındaki isim güven vermiyor
Hatta Hashem Al-Ghaili, Reuters’a “EctoLife tesisinin gerçek olmadığını, böyle bir şirketin gerçekte bulunmadığını ve çalışmanın bir konsept olarak yapıldığını” söylemişti. Elbette geçmişte yaşanılanlar BrainBridge için de sürecin aynı olacağı anlamına gelmiyor ancak bilirsiniz, tıpta güvenilir olmak önemlidir.
Peki ya etik?
BrainBridge bir yana bırakırsak kafa nakli olasılığı, karmaşık etik soruları ve endişeleri de beraberinde getiriyor. BrainBridge, yaklaşımlarının titiz bilimsel araştırmalara dayandığını ve en yüksek etik standartlara bağlı olduğunu vurguluyor. Şirket, bu önemli konuları ele almak için bilim camiası, politika yapıcılar ve kamuoyu ile açık diyaloğa girmekte oldukça kararlı.
Kafa nakli kavramı, düşük bütçeli bilim kurgu gibi görünse de nörobilim alanında ileriye doğru atılmış önemli bir adımı temsil ediyor. Hayatı tehdit eden durumlarla karşı karşıya olan bireyler için potansiyel faydaları yadsınamaz.
Bununla birlikte kafa nakli kavramı yeni bir olay değil. İlk denemeleri 20. yüzyılın başlarına kadar uzanan bu yöntem, yüzyıllardır bilim insanlarının hayal gücünü süslemiştir. Kayıtlara geçen ilk kafa nakli 1908 yılında bir köpek üzerinde denenmiş olsa da bu başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
1970'lerde Dr. Robert White, bir rhesus maymunu üzerinde kafa nakli gerçekleştirerek önemli bir dönüm noktasına ulaştı. Maymun sekiz gün boyunca hayatta kaldı ve duyusal işlevlerini korudu ancak omuriliğin yeniden bağlanamaması nedeniyle yeni vücudunu hareket ettiremedi. Daha yakın bir zamanda, tartışmalı beyin cerrahı Sergio Canavero, hem donör hem de alıcı ölmüş olmasına rağmen başarılı bir insan kafası nakli gerçekleştirdiğini iddia etmişti. Bu iddia tartışmalara yol açmış ve bu tür prosedürlerin etik sonuçları hakkında soruları gündeme getirmişti.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.