- İstanbul depremine hazırlıkta fiberler kullanılabilir
- İstanbul’un altındaki fiber
- Simülasyonu yapılacak
- Yorumlar
İstanbul depremine hazırlıkta fiberler kullanılabilir
Yer altında bulunan fiber optik kablolar aslında çok hassaslar. Depremlerden, patlamalardan ve hatta üstlerinden geçen arabaların yarattığı titreşimlerden etiketlenebiliyorlar. Bu titreşimler fiber optik kablolara baskı uygulayarak fiberlerin gerilmesine ve büzülmesine neden oluyor. Bu da ışığın kablonun içinden geçişini, aldığı yol miktarını hassas bir şekilde değiştiriyor.
Dağıtık akustik algılama (DAS) adı verilen bir teknikle ölçülen bu değişiklikler, titreşimli dalgaların yeraltında nasıl ve nerede hareket ettiğini ortaya koyuyor. Bu bilgiler deprem hasarı açısından en fazla risk altında olan bölgelerin belirlenmesine yardımcı olabileceği belirtiliyor. Bu da İstanbul’un inşaat ve şehir planlamasındaki önceliklerin belirlenmesini kolaylaştırabilir. Bu sistemlerden elde edilen verilerle toprağın rezonansı ve dolayısıyla deprem sırasındaki tepkisinin belirlenmesi amaçlanıyor. Bu da şu anda en riskli bölgelerin tespit edilmesini sağlayacak ve yeni inşaatların nerelerde hangi şartlarda ve hangi gerekliliklerde yapılması gerektiğine dair bir içgörü sunacak. Yapılan yeni çalışmada DAS, İstanbul'da ilk kez test edildi.
Bilindiği üzere İstanbul, Marmara Denizi'nin ve Kuzey Anadolu Fayı'nın hemen kuzeyinde yer alıyor. Sismologlar, Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi'ndeki uzantısı üzerinde büyük bir depremin gecikmiş olduğu konusunda hemfikir. Dolayısıyla asıl soru depremin olup olmayacağı değil, ne zaman olacağı ve en iyi nasıl hazırlanılacağı.
İstanbul’un altındaki fiber
Bu hazırlığın kritik ve öncül bir ayağının da fiberlerin olduğu aktarılıyor. İstanbul’un altında neredeyse her yerde fiber kablolar bulunuyor. İBB'ye ait bu fiberlerden biri, şehrin Anadolu yakasında Marmara boyunca kıyı şeridini takip ederek çeşitli parklardaki güvenlik kameralarını birbirine bağlıyor.
DAS sisteminin hassasiyeti ilgi uyandırıcı. Araştırma ekibi, bir metre projesindeki küçük bir patlamayı bu sistemle net bir şekilde kaydettiklerinin altını çiziyor. Hatta 6 Şubat 2023'te Türkiye'nin güneyini sarsan Kahramanmaraş depremlerinden saçılan sismik dalgaların 8 kilometrelik fibere ulaştığı ve DAS sistemleri tarafından kaydedildiğine de dikkat çekiliyor.
Simülasyonu yapılacak
Ancak DAS kayıtları şu ana kadar bir pilot projeyi temsil ediyor; bu 8 kilometrelik fiber, İstanbul'un altında var olan telekomünikasyon altyapısının küçük bir bölümünü oluşturuyor. Bununla birlikte toplanan veriler yeraltı jeolojisinin bir modelinin geliştirilmesi için kullanılıyor. Bu model daha sonra bilgisayar simülasyonlarında kullanılarak gelecekteki depremlerde zeminin nasıl sallanacağını tahmin etmek için kullanılacak.
Eğer projede başarıya ulaşılırsa işbirliklerle birlikte sistemin şehir geneline yayılması ve tehlike tahminlerinin iyileştirilmesi hedefleniyor. Çalışmada İstanbul'da DAS için kullanılan fiber-optik kablo ağının genişletilmesinin, hem deprem izleme hem de yeraltı jeolojik karakterizasyonlarında devrim yaratabileceği belirtiliyor.
Elbette küçük bir DAS sistemi ile şehir geneli DAS arasında farklar bulunuyor. Buradaki en büyük fark sistemin çalışması değil, toplanan verilerin işlenmesi. Büyük ölçekli DAS sistemleri yılda kolayca petabaytlarca veri üretebilir ve bunların hepsinin gerçek zamanlı olarak analiz edilmesi veya daha sonra analiz edilmek üzere saklanması gerekir. Makine öğrenimi bu tür veri hacimlerine yardımcı olacak bir araç olabilir ancak her şehrin ve her fiber güzergâhının farklı olması standardizasyonun sağlanmasını zorlaştırıyor.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.