
Yeraltı haritalamada devrim
NASA'nın Jet İtki Laboratuvarı (JPL) liderliğinde geliştirilen "Quantum Gravity Gradiometer Pathfinder (QGGPf)" adlı bu yenilikçi sensör, yerin altındaki su rezervuarları, maden yatakları gibi yapıları tespit edebilecek hassasiyete sahip. Bu tür veriler, sadece bilimsel araştırmalar için değil; aynı zamanda navigasyon, doğal kaynak yönetimi ve ulusal güvenlik açısından da kritik önem taşıyor.
JPL'nin Kuantum Uzay İnovasyon Merkezi direktörü Jason Hyon yaptığı açıklamada "Atomları kullanarak Himalayaların kütlesini belirleyebiliriz" dedi.
QGGPf sensörü, geleneksel mekanik sistemlerin aksine, neredeyse mutlak sıfır derecesine kadar soğutulmuş atom bulutlarını kullanıyor. Bu atomlar serbest düşüşe bırakıldığında, üzerlerine lazer ışınları gönderiliyor. Lazerler, atomları ayırıyor ve yeniden birleştiriyor. Atomların yeniden birleştiğindeki girişim desenleri, yerçekimi tarafından ne kadar hızlandırıldıklarını gösteriyor. Bu da bilim insanlarının yerçekimindeki en küçük değişiklikleri bile algılamasını sağlıyor. Bu yönteme "atom interferometrisi" deniyor ve geleneksel yöntemlere göre çok daha hassas sonuçlar üretiyor.
Uzaya hazır, kompakt tasarım
QGGPf sensörünün dikkat çeken başka bir yönü de boyutu. Sadece küçük bir çamaşır makinesi büyüklüğünde ve yaklaşık 125 kilogram ağırlığında olan cihaz, bu sayede geleneksel yerçekimi ölçüm cihazlarına göre çok daha kompakt ve hafif.
NASA, bu yenilikçi sensörü 2020’li yılların sonuna doğru yörüngeye göndermeyi planlıyor. Bu ilk uzay testi, hem QGGPf’nin performansını ortaya koyacak hem de kuantum teknolojilerinin uzayda nasıl çalıştığına dair önemli veriler sağlayacak.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:

