
Dışarısı tam bir felaket
Dünya yüzeyinden yaklaşık 160 ila 2.000 kilometre yüksekliğe kadar uzanan bu yörünge bandı, uydu iletişimi, hava durumu gözlemi, savunma sistemleri ve küresel navigasyon gibi yaşamsal teknolojilerin merkezi konumunda. ESA Genel Direktörü Josef Aschbacher’ın ifadesiyle, modern toplumun temel işleyişinde büyük rol oynayan uydular, görünmeyen ama büyüyen bu tehdidin tam ortasında yer alıyor.

Şu anda yörüngede, 1 santimetreden büyük olan ve sayısı 1,2 milyonu geçen enkaz parçaları dönüp duruyor. Bunların 50.000'den fazlasının 10 cm'den büyük nesneler olduğu tahmin ediliyor. Her biri yeni çarpışmalarla yüzlerce yeni parça yaratma potansiyeline sahip. Bu durum, uzmanların "Kessler sendromu" olarak adlandırdığı zincirleme çarpışma riskini gündeme getiriyor. ESA’nın geliştirdiği MASTER adlı modelleme yazılımı, özellikle 550 kilometre yüksekliğinde, artık aktif uydular kadar çok çöp bulunduğunu gösteriyor.
Sorun yalnızca miktarla sınırlı değil. Uzay trafiğinin artması, özellikle mini uydular ve büyük takımyıldız projeleriyle birlikte, hem yeni çöplerin oluşumunu tetikliyor hem de mevcut çöplerle çarpışma ihtimalini artırıyor. Hatta sadece geçen yıl üç binden fazla yeni parça kayıtlara geçti.
Bağlayıcı bir yasa yok

Bununla birlikte somut adımlar da atılıyor. ESA’nın ClearSpace-1 isimli görevinde, 2028 yılında kullanılmayan PROBA-1 uydusunun yörüngeden çıkarılması planlanıyor. İsviçreli ClearSpace firması tarafından geliştirilen bu robotik araç, dört kıskaçlı yapısıyla çöp toplama görevine soyunacak. Japonya merkezli Astroscale şirketi ise benzer teknolojilerle çalışıyor. Her iki firma da İngiltere Uzay Ajansı tarafından, işlevsiz uyduları toplamakla görevlendirildi.
Bu girişimler, uzay çöpü temizliği açısından tarihi bir dönüm noktası olabilir. Ancak mevcut kirliliğin yalnızca küçük bir kısmını temizlemek bile yıllar sürecek ve ciddi kaynak gerektirecek.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:

